HÜZNE MEKTUP...

Merhaba, senden sonra her şey başka oldu, gittiğinden beri daha bir güçlüyüm sanki. Yüzümde o bilinmezliğin endişesi yok. Gözlerim daha bir renkli, daha bir parlak mı diye bakıyorum bazen aynada kendime, bazen de gülümsüyorum bakarken ve aklımdan geçiyor gittiğinden beri hiç bu kadar yakışmamıştı bana gülümsemek.

En mutsuz anlarımda birden gelirdin, en gamsız anlarımda bile hafiften eserdin. Seni hiç gitmeyecek sandım, seninleyken yandım hüzün, ama şimdi uzaklarda eski bir dostu anar gibiyim nasılsın.

Sensizlik bana iyi geldi biliyor musun? Seni bıraktıktan sonra hayat denen çetrefilin içinden çıkmayı başardım. Bende bıraktığın saplanmış kurşunları birer birer söktüm bedenimden hüzün. Sen gideli çok oldu, şimdi sadece eskileri yad etmek midir? Ya da sana ait en son kalanları da içimden çıkarmak mıdır? Bilmiyorum ama sana yazıyorum hüzün. Kırıntılarımı topladım ben yerlerden ne olur tekrar dökme, saçma etrafa gözyaşlarını o yüzden gittiğin yerde kal gelme hüzün.


Kimden geldiğin ya da nasıl geldiğin önemli değildi. Önemli olan beni bulmuş olmandı. Ben güçlüyüm bunu sana hiç söylemedim değil mi?  

Sen saatleri bitmiş zamanlarda anlarsın en acı halimi, ben kapkara bulutların bana verdiği nemi anlayamamışken. Sen bana hasar vermek istersin, ama ben yeni oluşmuş cenin gibi taptaze olurum sen yanımdan giderken.

Karlar yağmıştı tepelerime ama ben yine güneşi doğdurtmak için göğü yarmaktaydım. Sönmüş korlar içinde küllerimle boğuşuyordum.

Sana inanmıyorum hüzün, sen bir umut uğruna yakıp geçersin, hayallerimin ardından kendince gülersin. Sen bitmek bilmeyen gece düşlerinde, dışarıda hava nasıl olursa olsun gelirdin. Düşünmeden, sevmeden, yağmur damlaları gibi şeffaf ve parlak gelirdin, seni görebilirdim, seni duyabilirdim ama sana hayır diyemezdim çünkü sen sadece gelirdin. Seni kovamaz,  dışarı atamazdım çünkü sen sadece isterdin.

Yoğrulmuş gibiydim sanki sen yanımdayken, tırnak aralarımda birikmişliğin var. Her ağzıma götürüşümde tadın gözyaşımla dilime damlar.. Tadını sevmedim hüzün, damağımda acı bir his var oluyor, ardından mutlulukla bile yıkasam o tat hiç gitmiyor.

Sinsisin sen hüzün, gizliliklerin yoldaşı olmuş, aleni düzende değilsin.

Beni esir mi almak niyetin, ne yapmaktadır içindeki mağlubiyetin. Seni kokmuş çöplerimin arasına attım ben, ağaçlarımın dallarına astım, yüreğimin her bir köşesinden çıkarttım gömüldüğün yerden çıkamazsın uğraşma hüzün.

Kupkuru aşktan mı geldin, terk edilmişlikten mi, yoksa ölümden mi? Nereden, nasıl geldiğin önemli değildi de,  ben sana mecbur değildim be hüzün. Önce gölgen dolaştı yanımda, sonra fırtınan geldi. Ama bak hala ayaktayım bu can yıkılmazlığı sevdi.  

Geldiğinde zayıftım, kum tanesi kadar hafiftim hüzün. Bir estin savruldum denizlerin en ücra köşelerine, derinliklerde yavaş yavaş aşağılara düştüm, sen yanımda değildin hüzün. Küçük kırık bir cezve oldum, kendimi isyanların gölgesinde taşıdım, ben gittim hüzün umarsızca ardıma bakmadan gittim, giderken yüzüm düştü ve sessizce konuştum.  Besleyemedim kendime hiçbir ümit, sana güvenmiyorum hüzün şimdi buradan git.

Sana yenilmedim hüzün, güçlüyüm ben, sen belki bin defa attın tokadını, ama bu beden her seferinde yeniden ayağa kalktı. Gidince saçlarımda hafif esintin kaldı. Artık ağlamıyorum, gariptir ki yine de seni özlüyorum. Ama geri gelmeni asla istemiyorum. Şimdi neredeysen kiminleysen orada kal, sana sevinçler gönderiyorum.

Beni yenemedin hüzün, sen karanlığa döndürmüştün, ama şimdi aydınlıktadır bu hırçın yüzüm.

İçimden herşeye bir şey yazılıyorda hüzne niye yazılmasın diye geçti ve oturdum Hüzne Mektup yazdım, gitsin ve bir daha gelmesin diye:))

Hüzünsüz güzel günlere reçellerim....

17 yorum:

xcelis dedi ki...

internette okumuştum daha önce güzel bi yazı...

zeys dedi ki...

cok begendım ama bu yazıyı bennnn!!!!

http://zeysfashionroom.blogspot.com/

hayatreceli dedi ki...

xcelis; canım internette sadece bilgiagi.net te okumuş olabilirsin orada yazıyorum çünkü , tamamını ben yazdım..ben blogta alıntı asla koymuyorum okumana imkan yok bu yazıyı...canım öperim:))

sevgiler..

hayatreceli dedi ki...

zeys cim çok teşekkürler bitanemm öperim:)
sevgiler...

CEPAYNASI dedi ki...

çok güzel...
umarım işe yara ve hüzün bulmaz seni:)

PAPİŞ STYLE dedi ki...

Reçelim yine harika bir yazı olmuş.Senin zaten çok iyi yazdığını ve edebiyatının çok güçlü olduğunu biliyorum ama çok etkili bir mektup olmuş.Hüzün hiç kimseye uğrama e mi, seni seven Hazan mevsimine bile mümkünse:-))

NoNo dedi ki...

Süper yazmışsın Reçelim... Bütün hüzünleri kovalım hayatımızdan.
Sevgiler canım

Kiymet dedi ki...

cok cok cok cok begendim...
alip goturdu beni ...
okudukca okuyasim geldi

Sevgilerimle...
Kiymet

oyumben dedi ki...

İnsan sadece hüznüne yazmamalı, hüznüyle konuşabilmeli de. Ben konuşuyorum, çok eğleniyoruz. :)

pembe kekik dedi ki...

Çoook güzel bir yazı olmuş.Bayıldım.

hayatreceli dedi ki...

hüzün bir geldiğini birde gittiğini hissederiz reçelişkolarım hiçbirimize uğramasın ve bizi meşgul etmesin..

beğenmeniz bana ayrı bir onur kattı reçellerim sevgiler:)))

Adsız dedi ki...

geldigi zamanda hafiften gelip gitsin ve fazla kalmasin zaten, misafirligini bilsin ; )

Unknown dedi ki...

harika bir yazı,kutlarım canım.öpüyorum...

neslinameblog.blogspot.com dedi ki...

Bütün hüzünler gitsin daha gelmesin :)

birincisin dedi ki...

Harika bu kadar keskin bir anlatım,bravo sana reçelim..Hüzünlü günler çıksın bir daha girmesin hayatımıza..Sevgiler..:)

Modagrafya dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş, kolay rastlanmayacak müthiş bir edebiyat yeteneğin var. Hüznün bizden hep uzak kalması dileğiyle:)

hayatreceli dedi ki...

canlarım çok teşekkür ederim beğendiğiniz için müthiş onure oldum:)

özellikle modagrafya bana söylemiş olduğun kelimeler beni ok adar mutlu etti ki burada nice edebiyatlı cümlelere inşallah:))

Blogger tarafından desteklenmektedir.